31 Mart 2009 Salı

NEREDEYİM 7777

Daha önce de konuşulmuş ,anlatılmış ,söylenmiş ama ben daha yeni duydum.Derya Baykal'ı izlerken öğrendim.Bilmeyenlere bildirilir duymayanlara duyurulur.Önemli bir bilgi malum geçen günlerde kötü bir olay yaşandı.Helikopter düşmesi sonucunda bir siyasi parti lideri ve yanındakiler hayatını kaybetti.Ölenlere Allah'tan rahmet yakınlarınada baş sağlığı diliyorum.Helikopter düştüğünde sağ kalan gazetecide 112'yi aramış ama ne yazık ki hiç bir yardım alamadı.
Hepimiz her an böyle zor durumda kalabiliriz bu durumlarda hangi telefon şebekesinde olursanız olun cep telefonunuzun mesaj bölümüne girip "neredeyim" yazıp 7777 'ye gönderdiğimiz zaman cep telefonunuza sizin bulunduğunuz yerin koordinatları ve bulunduğunuz yere en yakın önemli yerlerin isimleri ve telefon numaraları geliyor.Gerçi bulunulan yere göre cevap gelmesinin zamanı değişebilir ama emim ki bu konuda bundan sonra daha hızlı çalışmalar yapılacaktır.Herkes telefonuna bu numarayı lütfen kaydetsin 7777
Ben şu anda denedim kooordinatlar geldi herhalde doğrudur peşinden de bulunduğum yere yakın yerlerin isimleri ve telefonları sonra da acil telefon numaraları geldi .

DOĞRU BİLGİ GÜÇTÜR HAYAT KURTARIR

30 Mart 2009 Pazartesi

ŞİİRPARKI'NA HOŞ GELDİNİZ



Ben bu siteyi çok seviyorum çok güzel yapmışlar, adı gibi kendi de ,hava güzel parkta dolaşmaya dolaşırkende şiir okumaya ne dersiniz ?İyi olur derseniz buyurun ŞİİRPARKI'na .

Güle Güle Hocam :(

Bugün arkadaşımdan aldığım bir haberden dolayı çok çok üzgünüm .Ankara Üniversitesi Dil Ve Tarih Coğrafya Fakültesi Etnoloji Anabilim Dalı başkanı Prof.Dr. Gürbüz Erginer hocamızı bir trafik kazası sonucunda kaybettik.Mekanı cennet olsun.Çok iyi bir insandı ve bütün öğrencileri onu çok severdi.Ailesinin,sevenlerinin ve hocamızın emeğinin geçtiği herkesin başı sağolsun.Nur içinde yatsın. :(

26 Mart 2009 Perşembe

KALBİNİ SEV KIRMIZI GİY :=)))))



Kalbini sev kırmızı giy reklemlarını ilk izlediğimde kırmızı kalbe ne yapıyor ki diye düşünmüştüm daha sonra öğrendim ki kalp sağlığını ve kalbimizin değerini hatırlatmak amacıyla başlatılmış bir kampanya için seçilmiş kırmızı.(aşkın rengi ,kanın rengi :=) daha ne olabilir ki)
Annem de kalp rahatsızı geçen gün de kalbinde tekleme çıkmış.Bunları bildiğim için şimdi kalbime daha çok dikkat etmeye çalışıyorum.Pilates yapıyorum ,daha fazla meyve sebze tüketmeye dikkat ediyorum,kilomu korumaya çalışıyorum v.s.
Bir reklam var çok hoşuma gidiyor kalbinizi görüyor olsaydınız daha çok dikkat eder miydiniz diye soruyor, ben ederdim diye düşünüyorum.Ellerinde kalpleri olan insanlar var reklamda.Yürüyen merdiveni tercih edenlerin kalbinin rengi kararmaya başlamış, merdivenleri çıkanın ki daha kırmızı,abur cubur yiyen bir bayan kalbini kenara koyup ekmek arası bir şey yeme gayreti içinde ama kalp kararmaya başlamış,meyve sebze yiyenlerin ki kıpkırmızı diye gidiyor.
Ben de kendimce bu kampanyaya destek vermek için kırmızı renkle ördüğüm kolyelerimi buraya koyup bir kaç şey yazayım istedim.İstedim ki bilerek ya da bilmeyerek gelenlere kalplerinin değerini bir de ben hatırlatayım.

21 Mart 2009 Cumartesi

FOLYO HARİKALARI

Bu tavuskuşuda SİNEM'in.O tavuskuşunu bir küpe kondurdu.Gerçi fotoğrafta küp görünmüyor ama olsun kulpları görünüyor.Artık sergiye gelenler küpünüde son halinide görür :=) SİNEM ellerine sağlık .




Bu görmüş olduğunuz bir şemsiyelik bunu da yine kurs arkadaşlarımızdan TÜLAY yaptı.İnci beyazı ile boyadıktan sonra mum ile is dokusu yapıldı ve hazırladığı folyoları yapıştırdılar.Biz bu güzelliğin içine şemsiye değil tavuskuşu tüyü (bi tüy bulduk ya her yere dikmezsek olmaz :=) ) ya da çiçek koymasını rica ediyoruz kendisinden.Şemsiyeler başka yerde de durur canım ya :=)Ellerine sağlık.




Bu güzel tepsi kurstaki arkadaşlarımızdan MERYEM'in yapmış olduğu tepsi.İçini kadife ile döşedikten sonra folyoyu yapıştırdı.Kenarlarıda yine folyodan yaptığı desenlerle kapladı.Yalnız yükseklik oluştuğu için tepsinin kulplarını takamadı daha uzun vida alıp daha sonra takacak.İlla herşeye bir kulp takacaz ya :=). Zaten tablo gibi duvara asmalık tam ellerine sağlık.

14 Mart 2009 Cumartesi

TAVUSKUŞLU AYNAM











Daha önce de göstermiş olduğum aynamı en sonunda Allah'a şükürler olsun ki tamamlayabildim.
Çoğu şeyini tamamlamıştım yalnız bir türlü tüy ve boncuk bulamamıştım.Arama tarama çalışmalarım sonucunda arkadaşlar sağ olsunlar onlarda sorup soruşturdular bulduk.Burnumun dibindekini görmüyor musun? derler ya aynen öyle oldu.Burnumun dibindeki tüyleri görememişim.Demek ki herşeyin bir vakti ve zamanı varmış o zamanı beklemek gerekiyormuş.
Tüyler için Park hayvancılık diye bir yer buldum oraya ileti bile yazdım sağolsunlar tavuskuşlarının tüylerini ağustos ve eylül aylarında döktüklerini o zaman yardımcı olcaklarını yazmışlar cevap vermeleri bile çok hoşuma gitti.
Neyse tüyleri bulduk boncukları bulduk kanatları hazırladım bu arada kanatların hazırlanması tam bir hafta sürdü.
Kursa gittim boncuklarımı yapıştırdım ve yapıştırma işlemine geldik ama silikon tabancam küçük olduğu için yapıştıramadım çünkü yetişmedi sürdüğün yer daha aşağılara sürmeden hemen kuruyordu.Çok üzüldüm, sağolsun Rabia Hocamız aradı taradı koskoca kursta bulamadık hadi gidip alalım dedi ve arabasıyla hırdavatçıya gidip tabanca ve silikon aldık.Kendisine buradan tüm emekleri için çok çok çok .... teşekkür ediyorum.Şanslıyız anlayacağınız böyle bir hocamız olduğu için :=)
Ve en sonunda aynam ortaya çıktı.İnşallah bir aksilik olmazsa sene sonunda İSMEK'in FESHANE'deki büyük sergiye çıkacak.
Aynam biraz küçük oldu ama şimdi evdeki büyük aynama yapmayı planlıyorum kısmet olursa
Sağolun Hocam :=)

7 Mart 2009 Cumartesi

KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUUUN :=)


Şimdiden tüm kadınların KADINLAR GÜNÜ nü kutluyorum .Kadınlar gününün tarihçesini bu sayfadan okudum dileyenler ,bilmek isteyenler, ilgilenenler için veriyorum bu linki.
Ben de bu günü kadınlara dair yazılmış yazılarla kutlamak istiyorum .
Tüm kadınlara emeğinin değerinin bilindiği bir hayat diliyorum. :=))))))


AKILLI KADIN

Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini yemeğe davet ederler,Mehmetin annesi akşam yemeği süresince Handanı uzun uzun süzer ve aslında Handanın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup, olmadığını merak eder. Aklını okumuşçasına Mehmet annesine der ki: Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok. Akşam yemeğinden sonra Mehmet'in annesi evine döner. Aradan bir iki gün sonra Handan der ki: Mehmet,annen bize yemeğe geldiği nden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum. Mehmet yanıtlar:Annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım.Oturur ve yazar: Anneciğim,Gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum.Fakatkonu şu ki: sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. Sevgiler oğlum Mehmet. Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir: Sevgili oğlum: Handan'la yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum. Fakat konu şu ki: Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. Sevgiler annen. :)))))


Hayat Sınavı
Ewan 22 yaşına o sene basmıştı, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taş ıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere İ ngiltere'den ayrılacaktı, hiç bir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona. Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değ inmiş etkileyici bir kitaptı elindeki, ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı. Okuyanın notlar aldığ ı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu. Kim olabilirdi bu? Hemen kütüphane görevlisine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğ rendi. Holly adında bir kadındı, adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı:'Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğ umu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum, sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.'Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardı ardına yazılmaya başlandı. Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. 2 sene bu ş ekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı. Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmiş ti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı.'Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen' diye ekledi. Holly buluşmayı kabul etti fakat resmi göndermedi.'Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım.' dedi. Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığ ın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi. Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteş em bir kadındı. Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu. Kadın gözlerine baktı ve 'Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?' diye sordu.Tam o sırada güzel kadının omzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şiş man sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle öylece duruyordu. Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğ ü en güzel kadından bir teklif almıştı ancak karşısında da yüreğ ine aşık olduğ u kadın duruyordu. Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı, 'Merhaba Holly' dedi gözlerinin içi gülerek. 'Pardon' dedi kadın. 'Ben Holly değ ilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın çıkış ındaki cafede bekliyormuş...' HAYATA DEĞER BİR YAŞAM,''SEVMEYE DEĞER Bİ R AŞK'', DOSTLUĞA DEĞER BİR ARKADAŞLIKTAN ASLA VAZGEÇME..!!


İKİ ZOR SORU SORU

SORU 1-Bir kadın tanıyorsunuz ve hamile. Sekiz çocuk sahibi, üçü sağır, ikisi kör,biri geri zekâlı ve kadın da frengili. Bu kadına kürtaj önerir miydiniz? Bu sorunun cevabına bakmadan önce şu soruyu yanıtlayın.

SORU 2 Yeni bir lider seçme zamanı ve öyle bir an geliyor ki lideri sizin oyunuz tayin edecek.
Üç aday var ve adaylarla ilgili gerçekler de şunlar: Kimi tercih edersiniz?

Aday A Düzenbaz politikacılarla işbirliği yapar, falcılara danışır.İki metresi vardır. Sigaralarını uç uca ekler ve günde 8 ila 10 martini içer

Aday B İki defa işten kovulmuş, öğlene kadar uyur. Kolejdeyken afyon içicisi veher akşam 1 litreden fazla viski içer.

Aday C Gözde bir savaş kahramanı. Vejeterjen, sigara içmez, nadiren bir bira içerve karısını asla aldatmamıştır. Bu adaylardan hangisini tercih ederdiniz?

Önce karar verin,

Aday A Franklin Roosevelt

Aday B Winston Churchill

Aday C Adolf Hitler


UYANIK VE AKILLI KADIN
Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der.Müthis¸ heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla."Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır. Bunun üstüne adam sorar:"Sen içmeyecek misin?"Kadın cevap verir: "Hayır, ben polisi bekleyeceğim! "

KADINLAR GİTTİKLERİNDE

KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar. Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde 'yetim-öksüz' kalan çok olur: Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar. Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur sak sıların. Sık sık boynunu büker 'sarıkız'. O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz, değerini kimse anlayamaz krom hac tasının. Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz. Bir kadın gittiğinde... Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci... Bir anne gider... Bir dost.. . Bir arkadaş... Bir sevgili... Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde. Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır. Kapı eşiğindeki 'Dikkat et...' duyulmaz, annesi gitmiştir 'geç kalma'nın. Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler. Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında. Ve bir kadın gittiğinde pek çok 'yetim' bırakmıştır arkasında.

Bekir Coşkun


DOĞRU ERKEK
Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış.
Lambadan cin çıkmış ve; -Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün öyle dile demiş.
Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak; -Orta Doğu´da barış istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, barışın tesis edilmesini diliyorum, diyivermiş.
Cin haritaya bakmış ve dehşetle;- Tanrı aşkına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunu yapılabilecğini sanmıyorum.Başka bir dilekte bulun, diye bağırmış.
Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ;- Hayatım boyunca doğru erkeği bulamadım bilirsin; hem düşünceli, hem karizmatik , hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili, sürekli futbol izlemeyecek ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum, demiş.
Cin derin bir iç çekmiş:-Uzat şu kahrolası haritayı!..