26 Temmuz 2009 Pazar

BEKLE BİZİ TRABZON :))

Tatile gidiyorum hem de Trabzonaaaa :) Hemen hemen herkes tatilde. Tatilde olan herkese iyi tatiller bitiripte dönenlere de hoş geldiniz diyorum. :))))

23 Temmuz 2009 Perşembe

İKİ MOBİLYAMI YENİLEDİM

Bu televizyonluğumun eski hali aynalıda aynısıydı.



Bu da televizyonluğumun yeni hali

Bu fotolarda aynalı mobilyama ait onun eski halinide televizyonluğuma bakarak hayal edebilirsiniz.


Mobilyalarımı dokuz senedir kullanıyorum.Ama bu dokuz sene de zavallılar mahvoldular.Özelliklede çocuklar anasını ağlattı :) yapıştırmaymış hepsi söküldü.Öylede çirkin görünüyordu.Ne yapsam ne yapsam diye çok düşündüm.Boyamayı düşündüm folyo ile kaplamayı düşündüm hatta aynalıya tavuskuşu yapacaktım ama eşim salon zaten küçük tavuskuşu bizim salona ağır gelir olacak yayla gibi ki kaldırsın deyince o fikrimden vazgeçtim.

En sonunda dedim ki deri ile kaplayayım.10marifette deri ile kaplanmış pek çok şey gördüm hepside çok güzel duruyordu.Bana ilham oldular ve ben deri ile kaplamaya karar verdim.Eşime söyledim.Nasıl olur güzel dururmu yapabilirmiyiz bilmem neler sıraladı durdu.Ama o sadece sıralamayla kaldı.Dericiye gittik ilk önce çoook koyu kahverengi gören siyah diyor ama yakından bakınca kahverengi olduğu anlaşılıyor.Neyse farketmez.Aldık deriyi yanınada bally :).

Akşam çocukları uyutup işe koyuluyorduk.Bir hafta kadar sürdü.Önce kopmamış tüm yerleri temizledim.Altından çok güzel bir mdf çıktı.İstikbale buradan teşekkürler!!!!!
Neyse eşimle başladık deriyi kesmeye kestik baliylede yapıştırdık.Yaptıkça sonlara doğru bayağı bir ustalaştık.Baktık bu tek renkle olacak gibi değil sonraki günlerde gidip açık renginden aldık.Açık renkliyide yapıştırınca bizim mobilyalar bir güzel görünmeye başladı bize.Sonra baktık ki sadece bize görünmüyormuş.Eve gelen herkes bayıldı çok hoşlarına gitti.Eşim bitirdikten sonra vay be süper oldu iyikide yapmışsız deyince tamam dedim.

Şimdi sırada masa ve sandalyeler var ama bu sıcaklarda olacak iş değil biraz hava normale dönsün ondan sonra onlarada sıra gelecek.


Neyse sıra buraya eklemeye geldi bir de ne göreyim mobilyamın eskiye ait elle tutulur bir fotoğrafı yok hep arka planda kalmış yapmaya başlamadan önce çektim sanıyordum ama çekmemişim.Bende yayınlanmaya değer olarak oğlumla Aysun teyzesinin fotoğrafını buldum.En azından ilk hali hakkında fikir verir diye düşündüm.


Evet işte böyle demokrasilerde çare tükenmez.Eskirse bizde yenileriz ne yapalım.Şimdi bizim için çoook daha değerliler:)))
SEVGİLER

14 Temmuz 2009 Salı

KEK KALIBINDA BÖREK

Bu tarifi sevgili annekaz'da görmüştüm.Denedim çok beğenildi.Sadece eşim şeklinden dolayı yadırgadı.Ama herkes çok beğendi.Yalnız çok kalın olduğu için pişmesi çooooook uzun sürdü.Fırının saati doldu ben yeniden başlattım doldu yeniden başlattım bu kaç kere oldu hatırlamıyorum sayamadım.Çok yüksek sıcaklıkta değilde daha az ayarda içini pişire pişire yapmak gerekiyor.

MALZEMELER
3 yumurta
1 kilo yufka
bir kase yoğurt
bir bardak yağ
peynir
maydanoz

YAPILIŞI
Bir kabın içine yumurtaları kırıp üstüne yağını ve yoğurdunu koydum.Bu karışımdan biraz ayırdım.Daha sonra bu karışımın içine peniri ezdim daha sonra maydonozu doğradım yufkalardan bir tanesini ayırıp diğerlerini bu karışımın içine parrçalayarak ekledim iyice karıştırıp harmanladım.Ayırdığım bir yufkayı yağladığım kek kalıbına döşedim.Kenarlarını sarkıttım.Bu şekilde hazırladığım kek kalıbının içine hazırladığım karışımı doldurdum ve üstünü sarkıttığım parçalarla kapatıp ayırdığım sıvıyı döktüm ben ayrıca bir tanede yumurta kırıp sürdüm üstüne .Sonradanaklıma geldi bir daha yaparsam içine çörekotu dökücem.Bunada ekledim ama dışına.Fotoğrafı çekerken böreği çevirmeyi unutmuşum sonradan farkettim.
Isınmış fırına koydum.Denemenizi tavsiye ederim.Annekaz'ada teşekkür ederim.
deneyenlere şimdiden afiyet olsun.

9 Temmuz 2009 Perşembe

İKİ ŞİŞEDEN İKİ MUMLUK

Eveeet bunlarda şişelerden yaptığım mumluklar.Süslemeye başlarken mumluk olarak düşünmemiştim.Süsledikten sonra mumluk olarakta güzel olacağı kanaatine vardım.Evde o güzel süslü ve renkli mumlardan yoktu ben de beyaz mumlardan koydum.Hem şişe süslemiş oldum hem de iki mumluğum daha olmuş oldu.Şişeleri de geri dönüştürdüm.Güzel hediye de olur bunlardan :)



Bu soda şişesiydi.


7 Temmuz 2009 Salı

DÖRT TANE MUMLUK YAPTIM

Bunları biraz önce yaptım ve sıcağı sıcağına ekleyim dedim.
Bunları evdeki eski cdlerin üstüne deniz kabuklarını silikonla yapıştırarak yaptım.Ortayada mumunu koydum.Çokta şık ve güzel oldular.İlk önce bir tane yapmak niyetiyle yola çıktım yaptım baktım güzel duruyor hemen ikincisinide yapıverdim.
:)




Bu fillerimide bir yere koayamıyordum çünkü benim ufaklıklar hemen ellerine alıp oynatmaya başlıyorlardı ben de bu yüzden kaldırmıştım kırılmasınlar diye.Sonra onları cdnin üstüne yapıştırmak aklıma geldi.Altınada renkli kumlardan koydum.Ortaya yine bir mum koydum. Duvarda fillerin gölgelerinin çıkacağını düşününce daha bi heveslendim.Böylece fillerimin kaybolma ve kırılma tehlikesini ortadan kaldırdım.Çünkü artık filleri tek tek ellerine alamadıkları için vazgeçtiler.
Bunuda bilyelerden yaptım.Dün sevgili Sergun yapmıştı çok hoşuma gittiydi bugünde sevgili Nedret abla da görünce evde kalan bilyeleri arama tarama çalışmalarımı yoğunlaştırdım.Az bulabildiğim için büyük bir şeye yapamadım.Çocukların eskimiş topaçlarının düz bölümü kalmıştı onun üstüne yaptım.Bunun çekimini banyoda yaptım.Sabırsızım ya akşam olmasını bekleyemedim.Filleri denedim ama çekim hoşuma gitmedi akşama artık.Bu da çok iyi değil ama idare eder.Daha güzel çekimlerini Sergunda ve Nedret ablada görebilirsiniz.Böylece iyi birde geri dönüşüm yapmış oldum cdlerden.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

BİR YAŞ DAHA YAŞLANDIM DİYE ÜZÜLEYİM Mİ YOKSAAAA

Bu şirin şeyleri az önce kargo getirdi.Bunlar benim hediyelerim.Dolu bir poşet bunlarda içinden çıkanlardan bazıları.Canım arkadaşım ,dostum ,kardeşim Aysun'un bana yollamış olduğu doğum günü hediyeleri.Taaaa Antalya ellerinden geldi.Havlulurdan yapılmış olan kullanmak için bozulmayacak kadar şirin ve sevimli ,Antalya yazılı bir nazarlık ve ileride folyolanmayı bekleyen bir anahtarlık(sabırsızlanıyorum).
Eveet bugün benim doğum günüm yolu yarıladık:(

Pek bir şey yazmayacağım sadece demin kitaplarımı karıştırırken CAN DÜNDAR'a ait bir şiir buldum Adı ESKİDEN ben de bir sene daha eskidiğime göre tam uygun olur diye düşündüm.
Kendime ve herkese Allah'tan sevdikleriyle geçirebilecekleri sağlıklı,mutlu, güzel süprizlerle dolu bir hayat diliyorum.

ESKİDEN

Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı,
Bebekler bezde,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı,
Kızlara ninelerinin,erkeklere dedelerinin
İsimleri konulur,
Komşuda pişen
Bize....
Bizde pişen komşuya düşerdi.
Geceler ayaz,sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu.
Turşu ,salça,mantı
evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu.
Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi.
Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı.
Merdiven çıkılır,
Aidat ödenmez
Yönetici seçilmezdi.
Evler badanalı,
Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu.
Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Deftere kenar süsü yapılırdı.
Hayat,
Arkası yarın gibiydi,
Kesintisizdi.
Hergün yaşanacak bir şey vardı.
Herkes kendi düşünü kuarar,
Kendi hayatını oynardı.
ŞİMDİ
Şimdi Herkes Yoğun,
Yorgun ve Tek başına

CAN DÜNDAR

4 Temmuz 2009 Cumartesi

HERŞEY SENDE GİZLİ


Her Şey Sen de GizliYerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Can Yücel




Nur içinde yat.

3 Temmuz 2009 Cuma

KABAK KIYTIRIK

Bu benim için çok özel bir yemek.Geçen haftalarda kitaplığımda bir temizlik yapayım dedim bir sürü yemek dergileri sanki hepsini açıp bakıp yapıyormuşum gibi saklamışım.İçlerinden bazılarını eledim attım.Attıklarımdanmıydı yoksa sakladıklarımdanmıydı bilmiyorum.Sadece ismi dikkatimi çektiği için (Kabak Kıytırık) neymiş bu kıytırıktan yemek dedim.
Sonra baktım evde kabak var şu tarifi deneyeyim dedim.9 yıldır evliyim (Allah daha uzun seneler nasip etsin) bu dokuz senede eşimin daha bir kere kabak yediğini görmedim.Sağolsun kendisi ne kabak yer ne de patlıcan :( Ben de çok severim sebze sonuçta yenmesi lazım çocuklarda seviyor .Eşime ne olduda yemiyorsun diye sorduğumda hani nefret ettirecek bir olay filan mı oldu yok hatırlamıyorum öyle birşey diyerek geçiştirdi bunca sene.Küçükkende hiç yediğini hatırlamıyormuş hatta pişirildiği zaman bile evden dışarı çıkarmış o kadar yani.Neyse çok uzattım.Bunu yaptım ve akşam sofraya koydum tabii ki bunca yazdığımdan sonra tahmin edebileceğiniz gibi eşim kıytırıktan yedi.Ben gözlerime inanamadım.Tam tamına dört çatal yedi :)))))) oleeeeey zafer benim .Sıra patlıcanda :)
Gelelim kıytırığın tarifine bu arada kime yaptıysam çok beğendi.
TARİFİ
3_4 tane kabağı kazıyıp yıkadıktan sonra küçük küçük doğradım.Az suda kabaklar pişesiye kadar haşladım.Piştikten sonra suyunu süzüp soğuması için bir kenara bıraktım.Soğuk daha iyi oluyor , tuzunuda ayarladım.Bu arada bol sarmısaklı bir yoğurt hazırladım.Soğumuş kabağı bir tabağa aldım ve üstüne sarımsaklı yoğurdu döktüm.Bir tavaya sıvı yağ koyup salçayı ezdim.Biraz piştikten sonra salçayıda sarmısaklı yoğurdun üstüne döktüm.Üstünede kırmızı pul biber serptim.İşte hepsi bu ama çok lezzetli oluyor.Kabak yemeyene bile kendini yedirtecek derecede lezzetli hem de :)

2 Temmuz 2009 Perşembe

DONDURMALI İRMİK HELVASI

Biliyorum fotoğraf çok kötü daha öncede bahsetmiştim fotoğraf makineme bir haller olduğunu aynı şeyin 23 tane fotoğrafı çekilir mi çektim ve içlerinden insan içine çıkabilme hakkının bu olduğuna karar verdim.Fotoğraf için özür dilerim.
Amma velakin tadı çok güzel.
İrmik helvasını çok severiz ve bu yüzden de sık sık yaparım yaz gelipte dondurmada işin içine girince daha da güzel oldu.Herhangi bir irmik helvası tarifiniz yoksa aşağıdakini deneyebilirsiniz.Arayada dondurmayı sıkıştırdınız mı tamamdır.:)

İRMİK HELVASI
2 su bardağı irmik
2 su bardağı şeker
3.5 su bardağı süt (ben çocuklarda yediği için besleyiciliği daha da artsın diye sütü tercih ediyorum ama siz su ile de yapabilirsiniz )
100 gr tereyağı
Bu tarifimde fıstık yok çünkü ben fıstıklısını sevmem ama dileyen ekleyebilir.
YAPILIŞI
Tencereye tereyağını koyuyorum.Tereyağı eriyince irmiği ekleyip kısık ateşte karıştırarak irmiği kavuruyorum.İrmik kavrulunca kaynattığım sütü irmiğin üstüne döküyorum ve bir kez daha karıştırıyorum.Sonra şekerini ileve edip bir kere daha karıştırıyorum.Sütü çekince ocağı kapatık tencerenin de ağzını kapatım demlenmeye bırakıyorum.Demlendikten sonra karıştırarak borcama alıyorum.Dondurmalı yapacaksanız eğer soğuk olması gerekiyor yoksa dondurma erir. :)
Soğuyan irmik helvasından kaşıkla bir kasenin yarısın kadar doldurup iyice bastırıp düzleştirdikten sonra araya istediğiniz kadar dondurma koyup kasenin boş kalan kısmınıda irmik helvasılya doldurup üstünü düzleştirip tatlı tabağına ters çeviriyoruz.
İşte dondurmalı irmik helvamız hazır afiyet olsun.