20 Aralık 2011 Salı

Kuru çiçeklerle kitap ayıracı yaptım


                                               Merhaba
   Geçen blogların birinde görmüştüm yanılmıyorsam yabancı bir blogta yapılmıştı ama hatırlayamadım.Bulursam ya da hatırlarsam bloğu eklerim.Bu güzel yazıların yanında 10marifetteki gibi tuttum düğmesi olsa ne güzel olurdu diye düşünürüm hep.
   Gördüğümde çok hoşuma gitmişti.Bende de ahşap rölyefte cam yapmak için kullandığımız bir malzeme var  üstünde tartan transparan film yazıyor.
   Onu görünce bundan yapabilirim dedim ve aldım elime kretuvar bıçağımı, kesme tahtamı , dikiş iğnemi ve  ipliğimi rölyef için aldığım ince kuru çiçeklerimi...
İlk yaptıklarımda eğrilikler filan oldu sonra elim alışıp bir kaç tanede  kesme tekniği keşfedince daha düzgünleri ortaya çıktı.
   Filmleri kestim çiçeklerimi içine yapıştırdım elimde nazar boncuklu yapışkanlarım vardı onlarla da süsledim.Harita çivisi ile de delikler açtım sonrada iğne iplikle şekilli diktim.Tek kırmızı renk ipliğim vardı başka renk kullanamadım.En sonda aldığım ve kullanmayı çok sevdiğim uğur böceklerimden yapıştırdım.Bir kaç zayiat verdim sonunda iki tane doğru düzgün yapabildim.
   Biri yeni yıl hediyelerimin arasında Tuzlaya postalandı.Biri şimdilik ben de ama bunlardan daha fazla yapmayı planlıyorum.
   Kendime en yakın zamanda bir çalışma masası almam lazım.Yok dağıldım yok misafir geldi yok bilmem ne toparlanmaktan çalışamaz hale geldim.Kendi odama küçük bir masa alıp orayı parsellemeyi düşünüyorum :)Fazla toparlanmak bendeki bir şeyler üretme duygusunu köreltiyor.
İşte kitap ayraçlarım.





SEVGİLER

19 Aralık 2011 Pazartesi

Hediyelere teşekkür

Merhaba 
   Sevgili Gülin'in yaptığı yeni yıl hediye çekilişine katılmıştım.Kendisine teşekkür ediyorum.Ve cumartesi hediyem geldi.Benim gibi çoook üşüyen birisine yollanabilecek en güzel hediyelerden biri diye düşünüyorum.Sıcacık tutacak.Sevgili Dürr_i Yekta'ya teşekkürlerimi iletiyorum.Ellerine sağlık.Tekrar tekrar mutlu yıllar.

   Şimdiye kadar gelen hediyelerimi blogumda yayımlayıp buradan teşekkür etme fırsatı bulamamıştım.
   Bu vesile ile şimdiye kadar bana hediye yollayıp yüzümde kocaman bir gülümseme oluşturan Sevgili Gülenciğime(elleriyle diktiği o güzel yatak örtüsünü sadece misafirim geleceği zaman kullanıyorum çünkü kullanmaya kıyamıyorum,diğer hediyelerim gibi),Fiamma'yaNedret Ablama,Senem'e,Hilal'e sonsuz teşekkürler.Tüm hediyelerim özenle saklanıyor.
   Kursta da çekiliş yaptık çok şık bir kolye küpe takımı geldi.Küçükken de yapardık hem okulda hem de aile içinde kimse birbirine söylemezdi kimin çıktığını ,merakla beklerdik hediyemizi, hep o günler aklıma geliyor ve o günleri tekrar yaşamak için kendimi tutamayıp çekilişlere elimden geldiğince katılmaya çalışıyorum.
   Hediye vermekte almakta gerçekten çok güzel.Hele blog dünyasında tadı bir başka yüz yüze tanışmadığın hatta bazen adını bile şimdiye kadar duymadığın birilerine hediye hazırlamak çok güzel bir duygu.
   Hediye vereniniz de çok olsun.Hediye verecek kişiniz de çok olsun.
    Sevgiler

12 Aralık 2011 Pazartesi

Sonunda yazmaya fırsat buldum

Merhaba 
Kendimi öyle bir işin içine soktum ki çıkabilirsem kendime kocamaaan bir aferin vereceğim.
Folyoya kayıt olupta sonradan artık beşinci yılınızda sizi almıyoruz diye gerçeği yüzüme pat diye söylediklerinde çok çok üzülmüştüm.Halende üzgünüm ama gerçekleri kabul etmek zamanla daha kolay oluyormuş, tabii ki tamamıyle kabul etmiş değilim zira iki haftadır misafir öğrenci olarak katılıyorum.Bir kaç arkadaşım daha var.Belge talep etmeyeceğimize dair bir kağıt imzalattılar oldu bitti.Olsun buna da şükür :)
    İşte evde ondan bir tane daha duruyordu.Hemen onunla işe koyuldum.Desen ne olacak derken sağolsun kurs arkadaşım Elif internetten bulup binbir güçlükle bir araya getirip oluşturduğu ve kendi için yapacağı kaftan tabloda kullanacağı desenini benimle paylaştı da desen arama sorunum kalmadı.:)
Elifcim tekrar tekrar teşekkür ederim. Elif'in Pasaj'daki dükkanı
     Desenimi kalıba çıkartıp folyoya geçirdim tıklamaya da başladım.Bu arka tarafı daha ön ve yanlarda var bakalım şimdilik iyi gidiyor.


SEVgiler



25 Kasım 2011 Cuma

Ben Aklımı Gözlerine Takmışım


 Ali Ekber Eren - Aklımı gözlerine takmışım...

Üniversitede iken en sevdiğim türkülerden biriydi.Halen de öyle.Çok güzel ya....Sözler süper, müzik süper...
Sevgiler

14 Kasım 2011 Pazartesi

Sanat Fuarı Kitap Fuarı Bir taşla İki Kuş

                                   Merhaba
   Ne zamandır alacağım kitapları erteliyordum.Hevesimi fuara saklıyordum.Dün bu hevesimi tamamen olmasa da bir nebze olsun aldım diyelim.
Tüyap'ın oraya arabayı park ederken Sanat Fuarı afişini okuyunca gelmişken sanat fuarınıda görsek dedim.Sanat fuarının oradan daldık içeri.
   Bunu her seferinde yapıyorum bir daha yapmayacağım diye kendime kızıp kendimi azarlıyorum ama demek ki tam akıllanmamışım.Yine o güzelim tabloların eserlerin fotoğraflarını çekerken makinemin pili bitti yedekte yok kaldım öyle sap gibi derler ya :)
   Neyse eşim telefonla çekerim dedi ve işe koyuldu sağ olsun hepsini tek tek çekti.Ben de gönül rahatlığı ile dolaşıyorum.Çocuklarla kah konuşa konuşa kah kavga ede ede.Bilgisayar çocuğu bunlar hemen sıkılıyorlar doyurup çıkardım ama nerdeee yok acıkıyorlar valhasılı kelam çocuklarla dolaşmak zor böyle yerlerde.Ama önemli olan zoru başarmak di mi başardık neyse.
    Sanat Fuarı'nda bir birinden güzel eseler vardı.İnsanı mest edecek hayran bırakacak güzellikte renkte tablolar.Aşağıda kurtarabildiklerimin fotoğrafları var.Niye kurtarabildiklerim çünkü akşam eve gelipte eşim telefonu ile çektiği fotoğrafları boşalttı bilgisayara bir de ne görelim çekilen onca fotoğraftan sadece çeyreği sağlam çıkmış.Hepsi flu.Hiç bir şey net değil.İkimizde üzüldük ,anlayamadık neden böyle olduğunu çünkü şimdiye kadar çekilenler hep çok güzel çıkardı.Yapacak birşey yok hayıflanmanın alemi de yok.Tek yapmam gerekenin fotoğraf makinemin yedek pillerini ihmal etmemek olduğu biliyorum.Ders olur mu? Olur inşallah.
   İşte Sanat Fuarı ziyaretinden net çekilen  fotoğraflar.




 Bunların hepsi o kadar güzellerdi ki.Oradaki beyefendiye dayanamayıp sorduk.Pek açıklama yapmadı sadece  ipeğin üstüne çalışıldığını söyledi.Pasta rölyef gibi bir şeye benzettim ama ressamın  kendi özel malzemeleri dedi.Çok güzellerdi bayıldık bunlara.
 Eserlerin sahibinin adı elleri dert görmesin.

 Bunlarda bittiklerim arasında bu eserlerden bayağı çok vardı lakiiiin iki tanesi net çıkmış müthiş güzellerdi.


Malesef bu kadar.Yolu düşen olursa fotoğraflasın lütfen.:)


   Sanat Fuarı'ndan Kitap Fuarına geçerken bizim aç kurtları doyurduk ki bizi yemesinler:)Rahat rahat dolaşalım diye.
   Allahım o kadar çok kitap bir arada nasıl harika görünüyorlar.İnsanın hepsine sahip olası ,alıp gidesi geliyor.Sınırsız harcama limitim olsaydı çok sevinirdiiim.
   Önce çocuk kitaplarını dolaştık bizimkiler baktı etti.Kendilerine kitaplar aldılar.Mert'e ayrıca yaprak testler,İngilizce hikaye kitapları aldık.Bol bol kitap ayıracı topladılar.Sonrada ben kendi listemi tamamlamak için işe koyuldum.Bir iki turladık ama çok kalabalık olduğundan aman çocukları kaybetmeyelim diye onlara bakmaktan birşey yapamadım.
   Neyse sonra üç erkeği ders kitapları,testler çıkaran bir yayınevinin  interaktif  yarışmasına bırakıp kendi işime döndüm.Çarçabucak listeme eklediğim yayınevlerini arayıp bulup kitaplarımı aldım.Almak istediğim bir kaç kitap daha vardı ama limitim dolmuştu.Onlarda bunlar bitince artık.
                                                           Aldıklarıma gelince 


 Nihayet Mesnevi'yi okuyabileceğim.



 Bir kaç blogda rastlamıştım ,Sevgili Fiamma'da bahsetmişti bloğunda filmi de hazırda izleyeceğim ama önce okumak istedim.



   Yılmaz Özdil'in imza günü de varmış ama hem bitime onbeş yirmi dakika kadar zaman  vardı hem de bir sıra vardı ki bizimkilerle beraber beklemeyi göze alamadım.Sadece uzaktan fotoğraf alabildim.
   Evet işte şimdilik bu kadar.Şimdi sırada okuma kısmı var okuyunca paylaşırım düşüncelerimi.                
      Sevgiler

9 Kasım 2011 Çarşamba

10 Kasım

                            Saygıyla,özlemle,gururla ve rahmetle anıyoruz....
                                                                     Nur içinde yat...

2 Kasım 2011 Çarşamba

Folyolu Kuran-ı Kerim

Merhaba
   Geçen sene kursun son zamanlarında  spam kutuma düşen bir maille ortaya çıktı bu ürünüm.
   Benden bir Kuran-ı Kerim'in kapağını kadife ile kapladıktan sonra üstüne folyodan bir desen hazırlayıp hazırlayamayacağımı sordular.Bende hazırlarım dedim.Nasıl olacağı konusunda konuşuldu.Pazarlamadan ticaretten hiç mi hiç anlamadığım için beyefendi kendisi sormadığı için ben de hiç fiyattan bahsetmedim.Nedense ürettiklerimle ilgili böyle birşey olunca fiyat söylemeye utanıyorum çekiniyorum.Telefonda konuşuldu eşimle görüşüldü ben de böyle ilgilenildiğine göre folyonun nasıl işlendiğini ve ne zahmetli bir iş olduğunu biliyor beyefendi diye düşündüm.
   Desen aradım hazırladım uyduruk bir şeyde yapamam bana aykırı.Tıktığı bol bir desen hazırladım oturttum.Gittim bir Kuran-ı Kerim aldım.Kadife aradım taradım buldum aldım.Onunla kapağını kapladım.Deseni folyoya işledim.Hazırlaması kuruması filan derken tamamen bitmesi 20 günümü aldı.Belkide daha fazla.
   Neyse yaptım hazırladım diye görüştük eşim iletti çok beğendiğini söyledi.Ellerinize sağlık dedi ondan sonra fiyat soruldu.Ben de söyledim.Beyefendiye çok geldi benim söylediğimin çok çok altında bir fiyat söyledi.İmkanı yok olmaz dedim.Hakkımı yemiş olursunuz niye yedirip sizi günaha sokayım ki :) di mi ama
   Nasıl yapıldığı hakkında bilgi verdim.Ne kadar uğraş istediğini belirttim.Bu sefer bunların kalıpları var onları bulun ya da yaptırın filan demeye başladı.Ayda şimdi tam hatırlamıyorum yalan olmasın 1000 taneden filan bahsediyordu.Vallahi beyefendi dedim kalıpla yapılışını ben bilmem dedim o fabrikasyona giriyor ve ben fabrika işi değil el işi yapıyorum.Her çiziminde her bir parçasında el emeği ,alın teri var.O zaman kalıpla kim yapıyorsa ona gidip söyleyin o yapsın dedim .Ya da tıktığı olmayan çok daha basit bir desen çalışayım aaa yok öyle olmaz dedi ben de o zaman öyle olmaz dedim.Nitekim beyefendi bunu almadı içindeki İçini söküp kendi bastıkları Kuran_ı Kerimi yapıştırmış ve geri yollamış.Ben de kendisine teşekkür ettim.
   Duruyordu bir kenarda yayınlanmamış bir şekilde  üstünden epey zaman geçti yayına alayım artık dedim.Yeni fotoğraflarını çektim.Ve işte sonuç...









   Hikayesi aşağı yukarı budur.Kısmet demişler her şey ,demek ki beyefendinin kısmetinde yokmuş...
    Sevgiler herkese....

29 Ekim 2011 Cumartesi

88.Yılımız Kutlu Olsun

Atamıza,silah arkadaşlarına ,Cumhuriyetin kurulmasında emeği geçen  tüm büyüklerimize ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.Nurlar içinde yatsınlar.
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.

26 Ekim 2011 Çarşamba

''TUTUN ELLERİMDEN''


Ümit Sayın & İzel - Tutun Ellerimden 2011 | video.mynet.com


    Zor günler geçiriyoruz.Gelen vuruyor giden vuruyor.Birini saramadan diğeri geliyor.Bu kış zor geçecek.Allah birbirinizi yemeyin kenetlenin diyor.Yardımlar çığ gibi büyüyor ama televizyonlarda hala yardım ulaşmayanları gördükçe çok üzülüyorum.Depremde yıkılan evleri gördükçe insanın içi kin ve nefretle doluyor.Kime kin kime nefret.
   Dün Gülben de dinlemekten ve okumaktan büyük zevk aldığım Üstün Hoca vardı.İlk on onbeş dakikasını izleyebildim.Ahlaklı olanın ki değil ahlaksız olanın ki yıkılıyor dedi.Halbuki dördüncü sınıftan itibaren okuduğumuz bir ders var di mi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi diye.Ama hangi dersimiz bizi hayata hazırlamış ki.Ezberle geç sistemiyle ahlak bu kadar oluyor demek ki.Babaannem (Allah selamet versin)hep sokma akıl dokuz adım gider derdi.
   İstanbul'da derenin taştığı ve kaç kişinin o sularda gittiğini hatırlayanlar vardır.Hani mağazanın birinin bütün eşyaları sular içinde kalmış ve dışarılara dökülmüştü. Ve insanlar o tabak çanaklara nasıl saldırmış itişip kakışıp paralanmışlardı bir tabak fazla alabilmek için.Ya nasıl böyle bir durumda insanlar böyle bir davranış sergileyebiliyorlar ki diye düşünmüştüm.Sonra bir dizi izlerken bir söz söylendi.Açın ahlakı olmaz.Ha demek bu dedim.
   Ama en kötüsü herhalde insanın gözünün aç olması diye düşündüm sonra, depremde yıkılan evleri gördükçe.Ama kimse kendini ahlaksız olarak görmüyor.Dedem milletin dini imanı para olmuş derdi.Din iman ahlak hepsi para olmuş.Onu kazanmak için yapmayacakları yok.Kaç kişi ölürse ölsün.Yeter ki cebine para girsin.
   Bir günah keçisi bulunur bütün suç ona yüklenir olur biter.Büyük felaketlerde tek bir suçlu yoktur bir çok insanı etkileyen bir olayda birden fazla suçlu vardır.Ön planda olanlarda  değil sadece arka planda olanlarda iş bitiyor.Ama o halkada en güçsüz olan ortaya atılır.
   Biz ilk orta okulda okurken her sene Kızılay için zarflar dağıtılır ve herkes içine kesesine göre para koyardı.Şimdide var mı, bizim okulda mı yapılmadı ben mi kaçırdım bilemiyorum.Bu çadır işi gerçekten çok önemli.Dün programa bağlanan bir depremzede sadece çadır istiyoruz.Başka bir şey olmasa da olur sadece çadır diye nasıl yalvarıyor.Çok büyük çadır eksiği var.Umarım yapılan yardımlarla bu eksikler giderilir ve tüm ihtiyaç sahiplerine ulaştırılır.
   Dün akşam ben de iki üç paket hazırladım eşim bugün kargoya verecekti okula gidince gördüm ki okulun kapısının yanına bir sürü paketler yığılmış getiren oraya koyuyor.Hemen eşimi aradım tek gideceğine toplu halde gitmesi daha iyidir dedim.Ve okula bıraktık.
   Bunu şunun için yazdım hani olur da yardım etmek isteyenler vardır ama kargoya ulaşamayacak durumdadır evlerinin yakınlarında ki okullarla bir görüşsünler mutlaka bir şeyler yapılıyordur ya da yapılacaktır.Birlik olmadan yaralar sarılmaz.
   Tam bir şeylerle uğraşmaya başlamışken bu acı olaylar üst üste gelince içimden hiç bir şey yapmak  gelmemişti.Üstün Hoca yine duruma el koydu'' mutlu olmak zorunda değiliz cesur olmak zorundayız.''
Cesur olmak, çalışkan olmak, ahlaklı olmak, vicdan sahibi olmak zorundayız.
Okula giderken haberlerde Van'da yine askerlerimizin şehit olduğunu haber veriyordu....:((Allah rahmet eylesin.)
Ne doğru sözler söylemişler. 


Ahlak olmayan yerde kanun hiçbirşey yapamaz.


Ahlakın çoğaldığı yerde devletin masrafı azalır.
Corci Zeydan




Herşeyden önce maneviyat,kalp ve vicdan gücü yüksek tutulmalıdır.

Atatürk




SEVGİLER

24 Ekim 2011 Pazartesi

Van için Herkes Tek Yürek!

Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:


1. KIZILAY
2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.


Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.


2. AKUT
Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.


Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63
Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70
Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30


3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.


4. KARGO FİRMALARI
Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.


5. HÜRRİYET EVLERİ
Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.


Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947 
T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189
Garanti Bankası Kızılay Şubesi
Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03


Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.


Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

Çok Çok Geçmiş Olsun

Van'daki deprem de hayatını kaybeden bütün kardeşlerimize Allah rahmet eylesin.Kalanlara sabır ve dayanma gücü diliyorum.Çok geçmiş olsun.Umarım enkaz altında kalanlarda bir an önce sağ salim kurtarılır.Yaralar çabuk sarılır.Diğer depremlerde olduğu gibi işler uzun sürmez kış tam gelmeden her şey düzene koyulur.
Benim yardımların olacağından şüphem yok sadece yardımların yerine,zamanında ve doğru bir şekilde ulaşmasını diliyorum.
Aşağıdaki bilgileri Fiammamın sitesinden aldım.Burada da bulunsun istedim.

Akut                                  : 0-212-217-04-10
Google Kişi Bulucu        : http://turkey-2011.googlepersonfinder.appspot.com/
Deprem bölgesine gönderilmek üzere Kızılay'ın kana ihtiyaç duyduğu ve yardım etmek isteyenlerin 168'i arayarak yardım edebileceğini duyurdu.

Kızılay' a kan bağışı için Ankara  : 0-312-245-45-00 
                                                    : 0-312-430-18-14
                                   Istanbul  : 0-216-517-08 -00
Van Kriz Masası                                 : 0-432-214-83-81


Erciş Sosyal Yard ve DayVakfi          : 0-432-351-59-06
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi   : 0 -432-217-76-00
Enkaz Altında Kalanlar Yardım         : 0-505 -869-59-59


Ve sonra o yaraların sarılması gerekecek. Önümüz bayram daha da zoru zorlu kış şartları ile başedebilecek desteklerin  ulaşması gerekiyor.

Kızılay Yardım Hattı   : 0-312-245-45-00
                                    0-312-430-18-14
Tüm GSM Operatörlerinden  Yardım Hattı         :
Azı çoğu olmaz böyle zamanlarda, hepimizin mutlaka yapabileceği bir şey vardır.
akut                            : 2930 Boş Mesaj     ( 5TL) 
Kızılay                        : 2868  Boş Mesaj   (5 TL)
IHH                             : 3072  VAN yazılacak (5 TL)
KİMSE YOK MU           : 5777   Boş Mesaj  (5 TL)
Istanbul Şişli Belediyesi Mavi Masa :0212-288 75-76  24 ekim pazartesi yeniden tır
 gönderecekler

MNG Kargo ile ücretsiz koli gönderisi yapılabiliyor.
PTT Kargo da aynı şekilde ücretsiz koli gönderisi yapıyor.
Allah yardımcıları olsun.

19 Ekim 2011 Çarşamba

NASIL BİR BAŞLIK YAKIŞIR KARAR VEREMEDİM?

26 Şehidimiz var ama hala bazıları karı koca bulma ve buldurma derdinde ne de olsa hayat devam ediyor değil mi?
Vatan sağolsun!!!
Vatan bölünmez!!!
Şehitler ölmez!!!
demişlerdir ya da duyunca derler ya yeter o kadar.
Ateş düştüğü yeri yakarmış, düştüğü yer Vatanımız ama uyuyoruz, uyutuluyoruz,geçiştiriyorlar,geçiştiriliyoruz.
Vatan Sağ olsun diyecek bir Vatanımız kalmadığında ne diyeceğiz :((((
Sloganlarımız hazır mı?
Lanet okumak,beddua etmek,slogan niteliğinde sözler söylemek yeterli değil ne yapacağız...
Çocukların internette oynadığı savaş oyunları gibi bir durum olarak mı algılıyoruz acaba...
Oynuyorlar bizimle 
Kalbim acıyor:((

5 Ekim 2011 Çarşamba

Küçük Mucizeler Dükkanı

Merhaba 
   Okulla ev arasında mekik dokumaya devam ediyorum.Okulda kalma sürelerimi bayağı bir kısalttım.Ogün 'ü sabah bırakmaya gidiyorum öğle tatilinde yemek yedirmeye gidiyorum bir de 16.20'de almaya gidiyorum.Dün etüte başladığı için eve ödev getirmediğinden dolayı evde rahattık.Dün ''el'' hecesini yazdılar.Baktım çokta güzel  ve düzenli yazmış şaşırdım.Yıldız sayısını da  bi hayli arttırmış.
   Mert'in bu sene etütü yok öğretmenimiz açmadı o yüzden de Mert eve gelince bir iki test çözüyoruz.4.sınıf önemli gerçekten.
   İkisi ile uğraşmaktan kendimle uğraşmaya fırsat bulamıyorum yorgunluktan akşam onlarla beraber sızıp kalıyorum.
   Şu son zamanda kendim için yaptığım en güzel şey bu resmini gördüğünüz ve birazdan hakkında yazdıklarımı okuyacağınız kitabı almak ve onu okumak oldu.Metro'da dolanırken hadi kitap alalım dedik seçim yapmaya çalışırken ''Küçük Mucizeler Dükkanı'' kitabı dikkatimi çekti bestseller olmuş ama ben bir kitabın bestseller olduğunu duyunca ya da görünce nedense o kitabı hiç okumak gelmiyor içimden.Ama dükkan filan neymiş bir bakayım dedim içini görünce kesin okumam lazım bu kitabı dedim ve aldım.
   Hepimizin az da olasa örgü denemeleri olmuştur.Örgü öğrenmeye başladığım zamanları hatırladım.Mahalledeki kadınlar sürekli örerlerdi.Misafirliğe gidildiğinde de herkes örgüsünü getirir boş durulmaz hem konuşulur hem de örülürdü.Ben İstanbul'a geldikten sonra buralarda misafirliğe giden kadınların boş boş oturduğunu gördüğümde yadırgamıştım.Sadece konuş nereye kadar ama biz küçükkende herkes misafirliğe giderdi,hem sohbetini ederdi hem de örgüsünü örerdi ne değişti acaba...
   Neyse ben kitaba geri döneyim.
İyi ki de almışım bu güzel kitabı.Gerçekten çok hoş bir hikaye.BEN çok beğendim.Sonlara doğru bayağı bir gözyaşı döktüm :(
Hikayenin konusunu anlatmayacağım.Onu okuyunca öğrenirsiniz.
   Kitabı okurken altını çizdiğim bayağı bir yer oldu.Onlardan bir kaçını yazayım da okumamış olanları heveslendireyim.


   ''İpler ilmeklere can katar,örgü dostlukları güçlendirir;el işleri ise nesilleri bir birine bağlar.''
                                                                                                         KAREN ALFKE
   
   ''Örgü örülecek o kadar çok kişi, o kadar çok sebep var ki''

   ''Örgü örebilir,talimatlara uymayı başarabilirseniz herşeyi yapabilirsiniz''
                                                                                           LİNDA JOHNSON


   ''Bana göre her yumak yerine getirilmeyi bekleyen bir sözün parçasıydı''


   ''Beni en çok heyecanlandıran şey de bir şeyleri ortaya çıkarabilme ihtimalinin yarattığı histi.''


   ''İpliği örgü şişinin etrafından geçirmek,ilmek atmak;insanda bir amaç,başarı ve gelişme hissi yaratıyor.''
     
    Daha çok var ama bu kadar yeter bakalım sizler bu sıcacık dostluk öyküsünü nasıl bulacaksınız.?


  Aaaaaa bu arada kitabımı okurken folyodan yaptığım kitap ayıracını kullandım dikkatinizi çekerim.

  Ne mutlu bana ki güzel ve beni mutlu eden hobilerim var.
   
   SEVGİLER

15 Eylül 2011 Perşembe

İçime Fil Bir Oturuyor Bir Kalkıyor


GRUP GÜNDOĞARKEN HAYALLERİMİ BIRAK UMUTLAR... ozraltn
                                      Merhaba
   Keyfim bir iyi bir kötü tam oh iyi derken başka bir şey çıkıyor bozuluyor.Hayırlısı böyleymiş deyip geçiştirmeye çalışıyorum.
   Okulda öğretmen kuraları çekildi ben özellikle erkek öğretmen istedim baktım ki bayan çıkmış hemen girişimlere başlayıp resmen kuyruk olduk müdür yardımcımızın peşinde, nihayetinde bir erkek öğretmene, iyi bir erkek öğretmene yazıldık.Yaşar Öğretmenimiz hayatımıza hoş geldiniz.:)İlk ders sınıfta oturdum sonrakilerde dışarıda durmamı kabul etti küçük beyimiz.
   Öğretmenimiz sağolsun çok iyi bayağıda bir deneyimli .Onlarla hopluyor zıplıyor bayağı hareketli.İlk günler oyunlar ,resim yapmalar,boyamalar iyiydi.Bugün ufak ufak çizgi çalışmalarına başladılar onunla beraber bizimkinin karın ağrıları başladı  ondan değil diyor ama ben tanımamı oğlumu :)
   Biraz hava aldık bir iki tur koşturdum büyünce kral olacağım deyip duruyor neyin kralı olacak bilmem ama atletizmin kralı olabilir bence paso koşuyor.Sonra bir velinin verdiği iki kayısıyıda ağzına attıktan sonra gerisin geri sınıfa:) Ama iyi yine de ben babaannemi tam bir ay boyunca sınıfta oturtmuştum.Canım benim Allah selamet versin.Alışasıya kadar böyle ,yapacak bir şey yok herşeyin bir vakti var onunki de gelecek elbette.
   İsmek'in kurs kayıtları başladı ilk günden bütün sene neler neler yapacağımın hayali ile gidip kaydımı yaptırdım, yaptırdım ne oldu.Dün telefonla aradılar neymiş efendim bu sene bir kural gelmiş üç sene aynı branşa gidenin kaydı alınmıyormuş.Benim dört bitti beşe başlayacakken çıkmış bu kural.Nasıl yani ya dedim maalesef dediler.Başımdan kaynar sular döküldü geldim Rabia Hocamı aradım nasılsınız dedim eh işte dedi sen iyi değilsin di mi? dedi evet dedim sorma kaç gündür böyleyiz dedi bana haber geç ulaşınca tabii ki :(
   Ne hayallerim vardı dedi hocam bizim de öyleydi.Yenilere yer açılacakmış sanki yeni kimse gelmiyormuş gibi.Tam en güzel şeylerin yapılacağı zaman olur mu ya dedim. Tabii ki folyo yapmaktan geri durmayacağım ama kurs başka oluyor evde tek başına çalışmak var bir de hep beraber çalışmak var  koşturmak var yetiştirmek var arkadaşta görüp sıraya koymak var desen bulmak var sohbet etmek var sohbet ederken iş çıkarmak var yardımlaşmak var fikir almak fikir vermek var beğenmek var beğenilmek var, var da var saysam sayfalar alır.
   Hocam her zaman yardımcı olmaya hazırım dedi biliyorum hocam dedim görüşmek dileği ile kapattık telefonu.
   Üzgünüm gerçekten , bu kuralı tasvip etmiyorum bizi çok üzdü.Şimdi koskoca kış nasıl geçecek.
Bunda da vardır bir hikmet deyip o hikmeti beklemeye alıyorum kendimi.

   Kendimi nadasa bırakmıştım uzun zamandır ne desen boş şu anda tek gerçek olan folyo kursuna gidemeyeceğim gerisi kafada kurmadan ibaret bekleyip göreceğiz neler olacağını.
   Güzel şeyler olsun istiyorum.
   İlk güzel şeyde dün akşam oldu  takımım Trabzonspor İnter'i yendi çok sevindim ya güzel haberlere ihtiyacım var.Güzel haberler gelsin.
    Her şey gönlünüzce olsun.
    Sevgiler.

9 Eylül 2011 Cuma

   Bugün 9 Eylül  hem İzmir'in kurtuluşu hem de küçük oğlumun  doğum günü.
Ogün'üm iyi ki doğdun iyi ki varsın.Tabii ki Mert'im de öyle
  Pazartesi Allahın izniyle1.sınıfa da başlayacağız .Çok zor geçen bir anasınıfı senesinden sonra 1.sınıfın nasıl olacağını, nasıl başlayacağızı, nasıl alışacağızı düşünmekten hiç bir şeyle uğraşamıyorum.Hiç bir yere sığamıyorum dar geliyor her.Zevkle yaptığım herşey eziyet gibi gelmeye başladı.Oturamıyorum hiçbir işin başına.
   Dilerim geçen sene gibi olmaz kolay olur güzel olur.O da çok üzülmez ben de çok üzülmem.Bir de pazara saç kesme seansımız olacak oy oy bunlar nasıl olacak Allahım sen yardım et.
Tüm 1. sınıfa başlayacak çocuklara ve ebeveynlere başarılar,kolaylıklar ve huzurla geçirecekleri bir yıl diliyorum.
Rahatlayınca görüşmek üzere sevgiyle kalın.

22 Ağustos 2011 Pazartesi

SİZ SİZ OLUN

Merhaba,
Bugün SİZ SİZ OLUN yazısı yazmak istedim.Aklımızın bir köşesinde dursun.
Siz siz olun üstünden 2-3 yıl geçmeden (bilemiyorum belki de daha fazladır) asla asla,ödediğiniz faturaların(elektrik,su,doğalgaz,telefon ya da ne bileyim aklınıza gelen gelmeyen)hiçbir  makbuzunu atmayın.
  Yoksa bilmem kaç yıl sonra karşınıza bunları ödememişsiniz icraya verildiniz gibi bir durumla karşılaşabilirsiniz.
Eğer makbuzunuz duruyorsa şanslısınız ama yine de itiraz etmek için o borcu ödemenizi daha sonra da makbuzu getirip itirazınızı yapmanızı isterler.Şayeeet makbuzunuz durmuyorsa bizim ki gibi  işte o zaman yandınız.Ne deseniz boşa gider.
O yüzden iş işten geçmeden kendinize bir iyilik yapın ve bütün makbuzlarınızı, faturalarınızı saklayın. 
Bu siz siz olun da akrabalardan
Siz siz olun eğer evinizi kiraya veriyorsanız bütün elektrik,su,telefon,doğalgaz sözleşmelerini kiralayan kişinin adına geçirmeyi unutmayın.İnsanların iyi niyetini suistimal edebilen o kadar çok kişi var ki sonradan ahlanıp vahlanmamak için tedbiri elden bırakmamak gerekiyor.
İyi niyetli insanlar herkesi kendisi gibi iyi niyetli zannediyor.Güven duymak suç olmuş cezasınıda maddi manevi çektiriyorlar.Hiç bir şeyin önemi yok paradan başka birçok insan için.Çok üzücü :(
Sevgiler


  

19 Ağustos 2011 Cuma


Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı
Şehitler ölür

Altı yaşındaydım.

İhtiyar bi komşumuz vardı.

90 küsur...
Vade doldu.
Vefat etti.
Dün gibi hatırlıyorum...
İlk kez tanışmıştım ölümle.
Yas ilan edilmişti mahallede.
Televizyon açmak yasak.
Radyo kısılacak.
Teybe hiç dokunma...
“Duyulur, ayıp olur” deniyordu.
Yüksek sesle bile konuşulmuyordu.
Herkes fısır fısır.
Sokağa çık ama...
Sakın top oynama.
Anneler toplanırdı, komşu evinde.
Babalar toplanırdı, kapı önünde.
Ve, cami...
“İnsan”a yakışır bir vakar.
Sessizlik, usul usul gözyaşı, başsağlığı dilekleri, dostlar sağ olsun temennileri, sonra hep birliktemahalleye dönüş...
Hüzün korteji.
*
Yatağında, eceliyle son  nefesini veren 90 küsur yaşındaki komşularımızı
bile böyle uğurlardık...
Hatırlarsınız.
*
E bakıyoruz bugün...
Tivilerde şarkılar, türküler.
Radyolar şen şakrak.
Kim kimi düdükledi, tam gaz.
Maçlara devam.
Hâlâ, parite marite filan.
*
Bıyıkları terlememiş fidanlar onar onar düşüyormuş, hikâye.
Sen bak borsa düşmesin.
*
Şehitlerin cenazeleri henüz toprağa verilmedi, Ankara’da Somali için yağmur duası yapıyorlar iyimi... Sinem Kobal’ı törenle Madrid’e uğurlamıştık, Nihat Doğan, Ajda, Sertab Erener ve MuazzezErsoy’u da Başbakanımızla beraber Mogadişu’ya uğurluyoruz hayırlısıyla.
*
(Balık Ayhan’ı Kaddafi’ye, Ciguli’yi Barzani’ye, Kiboş’u da Beşar Esad’a gönderdik miydi, tamamdırbu iş.)
*
Ne diyelim... Allah içinize sindirsin kardeşim.
*
Bayrama kadar iki pusu daha yersek, yılbaşı şenliklerini bile öne çekeriz tahminim.

                                                    Yılmaz Özdil

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Özden Abi'nin Minyatürleri ve Mutlu Olalım Projesine Desteği

Daha önceki yazımda Mutlu Olalım Projesine destek olmak için kampanya başlatan arkadaşımızın yazısına link vermiştim.
İşte bu güzel projeye farklı bir şekilde  destek veren 
ve harika minyatürler yapan bir abimiz var, Özden Abi. 
Özden Abi  kendi yaptığı harika  iki minyatürünü açık arttırma ile satıyor.Ve kaça satılırsa o kadar da kendisi üstüne ekleyip harika çocuklara yollayacak.Sizler de hem çocuklara destek vermek hem de Özden Abi'nin harika minyatürlerinden birine sahip olmak isterseniz sizi ayrıntıları öğrenmek için  Özden Abi'nin sitesine uğurlayayım.İşleriniz rastgitsin.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Sünnet İçin Yaptığım Magnetler

Merhaba 
   Epey uzak kaldım buralardan ne yazı yazabildim ne kimseye uğrayıp bakabildim ne de yorum bırakabildim.
   Çocukları sünnet yaptıracağım demiştim ya işte o işi hallettik.Nasıl olacak nasıl edilecek derken bitti bile.
   Biz sünnet yaptıracağız ya tanıdık hangi hastaneye gittiysek  cerrahlar tatille çıkmışlar.En sonunda diş hekimimiz Ufuk Bey'e danıştık sağ olsun her zaman ki gibi yardımını esirgemedi.
   Bizi Güngören'de ki İlgi Hastanesine yönlendirdi.Ve orada yaptırdık.Bize süre uzun gelse de şip şak hallediverdiler.Bana o an saniyeler saat gibi geldiğinden :)
   Büyük iyileşti de küçük yerin de duramadığı için kurtlu :) daha yeni yeni iyileşmeye başladı.Daha ilk günden ben bu kadar yatamam canım sıkılır diyen çabuk iyileşir mi?Nerdeeee 
Abisinin pisine bakıp çok kesmişler deyip hüngür hüngür ağladı bir kaç kere kesilen miktarı gördüğü halde ona çok geldi demek ki :)
   Bir hafta sonrada hep gittiğimiz çay bahçesinde sünnet yemeği yaptık.Ramazana bir gün kala olduğu için ve yollarda uzak olduğundan dolayı gelemeyenler gelenlerden çoktu ama olsun gönüller bir olsun .Sevdiğimiz hep birlikte olduğumuz dostlarımız yanımızdaydı.Anne, baba, kardeş, hala ,amca, abla, yeğen, kuzen,yenge , komşu eş dost filan ufak çaplı bir yemek yedik.Sağ olsunlar bizi yalnız bırakmadılar.Hepsine sonsuz  teşekkürler.Evde de mevlüt okuttuk Allah kabul etsin.
   Sünnette gelen misafirlere hatıra kalması açısından sünnet şekeri düşündüm ama benim ki farklı olmalıydı ne yapsam ne etsem diye düşündüğüm zamanlarda hamur kabartma kutumu bitirmiştim.
   Dedim ki çok fazla yapamam ama her aileye bir tane gelecek şekilde hamur kabartma buzdolabı magneti yapayım .Ve işe koyuldum.Ama hem sıcak hem çocuklar 15 tanesi filanda sünnet olduktan sonraya kalınca biraz sıkıştım ama halacığım sağ olsun bir gün bana yarım etti 10 tane filan onunla yaptık.
   Sevdiğim beğendiğim dekupajları kaydediyoruz biliyorsunuz ki hemen onlardan eleme yaptım yapabileceklerimi beğendiklerimi yazıcıdan çıkardım.Sonra fotokopi çektirdim.Çerçeveciye gittiğim zaman kitap ayıracı yapayım diye alığım paspartuları(neye niyet neye kısmet demişler),hamuru,kretuvar bıçağımı,dekupaj tutkalımı alıp oturdum başına ilk başlarda çok zevkliydi ama zaman daralıp  yetiştirmeye çalıştıkça biraz zorlandım ama yine de çok eğlendim.
   Sonra, ben dışarı çıkamadığımdan halam  İstoç'tan beyaz keseler aldı yanına da mavi boncuklar biraz da badem şekeri malzemeler tamam.
   Paspartudan yapacağım desene göre kesip hamurla kabartıp paspartunun üstüne yapıştırdım.En az üç dört kerede vernik attım.hepsi bitince yapışkanlı kağıda yazıcıdan ''Teşekkür ederiz
 Mert Meral ve M.Ogün Meral 2011 '' yazılı kağıt çıkarttım.Onları kesip arkalarına yapıştırdım
   .Taaa ne zamandır sakladığım sucunun magnetlerini aldım yuvarlak yuvarlak kesip arkalarına yapıştırdım.Hepsini keselere koydum.Keselere de mavi boncukları iliştirdim.İçine de küçük poşetlere koyduğum badem şekerlerini atıp ağızlarını bağladık.Yemekte güzel bir Şile örtüsü ile süslenmiş sepete koyduk ama onu çekemedim.Ve konuklarımıza ikram ettik.Köyden gelemeyenlere yolladık.Ve bitti.
İşte aşağıda da çekebildiklerimin fotoları var bakalım beğenecek misiniz?











































Darısı olmayanların başına diyorum.
Herkese iyi ramazanlar diliyorum.
SEVGİLER