27 Mayıs 2010 Perşembe

SUNAY AKIN'DAN


Bu arada bunun üstüne bu güzel mail geldi.Karınca deyince hep o hikaye hatırlanır ya Ağustos Böceği ve Karınca.
Sunay Akın'ı ve anlattığı o harika güzellikleri dinlemeyen dinleyipte hayran olmayan var mı bilmiyorum.Sunay Akın benim için dinlemekten son derece keyif aldığım hemşehrim(BEN TRABZONGULDAKLIYIM :)) olduğu için kendimi acayip mutlu hissettiğim harika bir insan.
Neyse efendim okumayacak olsa da kendisine buradan sevgilerimi iletip bana gelen bu yazıyı ve yine Sunay Akın'dan bir kaç şiirle yazımı tamamlayayım.
SUNAY AKIN’DAN
cid:8C4BB893D5EA44F0832E17D909F3837E@nurhan
Şu hikayeye bir de konu başlığı gibi bakın bakalım…
Bir ağustos böceği doğmadan önce toprağın altındaki bir lavrada ortalama
olarak 12 yıl bekler.
Evet, tam 12 yıl. 12 yıllık hapislikten sonra
dünyaya gelen garibanın ömrü
adında yazılıdır: Ağustos.
Yani topu topu bir ay… Şarkı söyleyen yalnızca erkek ağustos böceğidir.
Çünkü dişi, en
güzel şarkıyı söyleyeni kendine eş seçecek ve çiftleşecektir.
Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle, dışarı çık. Ömrün bir ay…
Buldun, buldun… Bulamadın, bir daha yok. Siz olsanız çalışır mıydınız?

Sunay AKIN.....

Dudak Payı
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine

Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin

Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize

Sunay Akın
Çekmece
Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni
oyunlarına

devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken

Öpüşme sahnesinin tam ortasında
içeri girdiğin yazlık sinemanın
yer göstericisiyim
yürüyorsun fenerimin ışığında
yer: Kız Kulesi
ve sonu ayrılıkla bitecek
hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
beyaz duvarında

Bir kez olsun çıkmazken ağzından
seni sevdiğimi
her gün söylememi yadırgama
bil ki bu şehirde
iskelenin verilmesini
beklemeden atlarım vapurlara

Son karesi gibi Red Kit'in
batan güneşe doğru
sürerken atımı
gitme kal demeni bekliyorum
ama yalnızca
rüzgar çekiştiriyor atkımı

Sunay Akın

Naftalin
Eksik olan
bir yanı vardı aşkımızın
bir filminde
üç beş figüran dövüp
ata binmemesi
gibi cüneyt arkın'ın

Haberin olsun
vermedim eskiciye
yırtık ayakkabılarımı
nasıl ayrılırım ki onlardan
kapınızın önünde
az mı çıkarıp
giymiştim

Naftalinledim bende kalan yün kazağını
söylemiş miydim size
naftalin
ki güvelere karşı kullandığı
kimyasal silahıdır
anıların
Sunay Akın
Sana Yakın
Bir dostun sıcaklığına
öylesine
yaslamak istiyorum ki başımı
ya omuzunu uzat sevgilim
ya da telleri kopuk
bir kemanı

Kanadının altına sığınacak
bir kuş arayan
eskimiş saçak gibiyim sensiz
ya da bütün balinaların
kıyıya vurup
intihar ettiği
bir deniz

Bir hitit çanağıyım
toprağa gömülü
ve sen
ilk kazısını yapan
bir arkeolog ürkekliğiyle
ellerinin arasına
al beni

Tek dileğimdir çünkü benim
sana yakın bir sunay akın
Sunay Akın

SEVGİLER

3 yorum:

dshandmade dedi ki...

Sunay AkınI çok severim. Bu güne güzel şiirleriyle başlamak ço güzel oldu. teşekkür ederim Nurhan'cım.

nrhnmrl dedi ki...

Bişey değil canım kolay gelsin:)güzel günler

Nedret dedi ki...

Elledim şekerim, elledim. Gel bak. Sevgiler.