
25 Kasım 2011 Cuma
Ben Aklımı Gözlerine Takmışım
Ali Ekber Eren - Aklımı gözlerine takmışım...
Üniversitede iken en sevdiğim türkülerden biriydi.Halen de öyle.Çok güzel ya....Sözler süper, müzik süper...
Sevgiler
14 Kasım 2011 Pazartesi
Sanat Fuarı Kitap Fuarı Bir taşla İki Kuş
Merhaba
Ne zamandır alacağım kitapları erteliyordum.Hevesimi fuara saklıyordum.Dün bu hevesimi tamamen olmasa da bir nebze olsun aldım diyelim.
Tüyap'ın oraya arabayı park ederken Sanat Fuarı afişini okuyunca gelmişken sanat fuarınıda görsek dedim.Sanat fuarının oradan daldık içeri.
Bunu her seferinde yapıyorum bir daha yapmayacağım diye kendime kızıp kendimi azarlıyorum ama demek ki tam akıllanmamışım.Yine o güzelim tabloların eserlerin fotoğraflarını çekerken makinemin pili bitti yedekte yok kaldım öyle sap gibi derler ya :)
Neyse eşim telefonla çekerim dedi ve işe koyuldu sağ olsun hepsini tek tek çekti.Ben de gönül rahatlığı ile dolaşıyorum.Çocuklarla kah konuşa konuşa kah kavga ede ede.Bilgisayar çocuğu bunlar hemen sıkılıyorlar doyurup çıkardım ama nerdeee yok acıkıyorlar valhasılı kelam çocuklarla dolaşmak zor böyle yerlerde.Ama önemli olan zoru başarmak di mi başardık neyse.
Sanat Fuarı'nda bir birinden güzel eseler vardı.İnsanı mest edecek hayran bırakacak güzellikte renkte tablolar.Aşağıda kurtarabildiklerimin fotoğrafları var.Niye kurtarabildiklerim çünkü akşam eve gelipte eşim telefonu ile çektiği fotoğrafları boşalttı bilgisayara bir de ne görelim çekilen onca fotoğraftan sadece çeyreği sağlam çıkmış.Hepsi flu.Hiç bir şey net değil.İkimizde üzüldük ,anlayamadık neden böyle olduğunu çünkü şimdiye kadar çekilenler hep çok güzel çıkardı.Yapacak birşey yok hayıflanmanın alemi de yok.Tek yapmam gerekenin fotoğraf makinemin yedek pillerini ihmal etmemek olduğu biliyorum.Ders olur mu? Olur inşallah.
İşte Sanat Fuarı ziyaretinden net çekilen fotoğraflar.
Bunların hepsi o kadar güzellerdi ki.Oradaki beyefendiye dayanamayıp sorduk.Pek açıklama yapmadı sadece ipeğin üstüne çalışıldığını söyledi.Pasta rölyef gibi bir şeye benzettim ama ressamın kendi özel malzemeleri dedi.Çok güzellerdi bayıldık bunlara.
Eserlerin sahibinin adı elleri dert görmesin.
Bunlarda bittiklerim arasında bu eserlerden bayağı çok vardı lakiiiin iki tanesi net çıkmış müthiş güzellerdi.
Malesef bu kadar.Yolu düşen olursa fotoğraflasın lütfen.:)
Sanat Fuarı'ndan Kitap Fuarına geçerken bizim aç kurtları doyurduk ki bizi yemesinler:)Rahat rahat dolaşalım diye.
Allahım o kadar çok kitap bir arada nasıl harika görünüyorlar.İnsanın hepsine sahip olası ,alıp gidesi geliyor.Sınırsız harcama limitim olsaydı çok sevinirdiiim.
Önce çocuk kitaplarını dolaştık bizimkiler baktı etti.Kendilerine kitaplar aldılar.Mert'e ayrıca yaprak testler,İngilizce hikaye kitapları aldık.Bol bol kitap ayıracı topladılar.Sonrada ben kendi listemi tamamlamak için işe koyuldum.Bir iki turladık ama çok kalabalık olduğundan aman çocukları kaybetmeyelim diye onlara bakmaktan birşey yapamadım.
Neyse sonra üç erkeği ders kitapları,testler çıkaran bir yayınevinin interaktif yarışmasına bırakıp kendi işime döndüm.Çarçabucak listeme eklediğim yayınevlerini arayıp bulup kitaplarımı aldım.Almak istediğim bir kaç kitap daha vardı ama limitim dolmuştu.Onlarda bunlar bitince artık.
Aldıklarıma gelince
Nihayet Mesnevi'yi okuyabileceğim.
Bir kaç blogda rastlamıştım ,Sevgili Fiamma'da bahsetmişti bloğunda filmi de hazırda izleyeceğim ama önce okumak istedim.
Yılmaz Özdil'in imza günü de varmış ama hem bitime onbeş yirmi dakika kadar zaman vardı hem de bir sıra vardı ki bizimkilerle beraber beklemeyi göze alamadım.Sadece uzaktan fotoğraf alabildim.
Evet işte şimdilik bu kadar.Şimdi sırada okuma kısmı var okuyunca paylaşırım düşüncelerimi.
Sevgiler
Ne zamandır alacağım kitapları erteliyordum.Hevesimi fuara saklıyordum.Dün bu hevesimi tamamen olmasa da bir nebze olsun aldım diyelim.
Tüyap'ın oraya arabayı park ederken Sanat Fuarı afişini okuyunca gelmişken sanat fuarınıda görsek dedim.Sanat fuarının oradan daldık içeri.
Bunu her seferinde yapıyorum bir daha yapmayacağım diye kendime kızıp kendimi azarlıyorum ama demek ki tam akıllanmamışım.Yine o güzelim tabloların eserlerin fotoğraflarını çekerken makinemin pili bitti yedekte yok kaldım öyle sap gibi derler ya :)
Neyse eşim telefonla çekerim dedi ve işe koyuldu sağ olsun hepsini tek tek çekti.Ben de gönül rahatlığı ile dolaşıyorum.Çocuklarla kah konuşa konuşa kah kavga ede ede.Bilgisayar çocuğu bunlar hemen sıkılıyorlar doyurup çıkardım ama nerdeee yok acıkıyorlar valhasılı kelam çocuklarla dolaşmak zor böyle yerlerde.Ama önemli olan zoru başarmak di mi başardık neyse.
Sanat Fuarı'nda bir birinden güzel eseler vardı.İnsanı mest edecek hayran bırakacak güzellikte renkte tablolar.Aşağıda kurtarabildiklerimin fotoğrafları var.Niye kurtarabildiklerim çünkü akşam eve gelipte eşim telefonu ile çektiği fotoğrafları boşalttı bilgisayara bir de ne görelim çekilen onca fotoğraftan sadece çeyreği sağlam çıkmış.Hepsi flu.Hiç bir şey net değil.İkimizde üzüldük ,anlayamadık neden böyle olduğunu çünkü şimdiye kadar çekilenler hep çok güzel çıkardı.Yapacak birşey yok hayıflanmanın alemi de yok.Tek yapmam gerekenin fotoğraf makinemin yedek pillerini ihmal etmemek olduğu biliyorum.Ders olur mu? Olur inşallah.
İşte Sanat Fuarı ziyaretinden net çekilen fotoğraflar.
Bunların hepsi o kadar güzellerdi ki.Oradaki beyefendiye dayanamayıp sorduk.Pek açıklama yapmadı sadece ipeğin üstüne çalışıldığını söyledi.Pasta rölyef gibi bir şeye benzettim ama ressamın kendi özel malzemeleri dedi.Çok güzellerdi bayıldık bunlara.
Eserlerin sahibinin adı elleri dert görmesin.
Bunlarda bittiklerim arasında bu eserlerden bayağı çok vardı lakiiiin iki tanesi net çıkmış müthiş güzellerdi.
Malesef bu kadar.Yolu düşen olursa fotoğraflasın lütfen.:)
Sanat Fuarı'ndan Kitap Fuarına geçerken bizim aç kurtları doyurduk ki bizi yemesinler:)Rahat rahat dolaşalım diye.
Allahım o kadar çok kitap bir arada nasıl harika görünüyorlar.İnsanın hepsine sahip olası ,alıp gidesi geliyor.Sınırsız harcama limitim olsaydı çok sevinirdiiim.
Önce çocuk kitaplarını dolaştık bizimkiler baktı etti.Kendilerine kitaplar aldılar.Mert'e ayrıca yaprak testler,İngilizce hikaye kitapları aldık.Bol bol kitap ayıracı topladılar.Sonrada ben kendi listemi tamamlamak için işe koyuldum.Bir iki turladık ama çok kalabalık olduğundan aman çocukları kaybetmeyelim diye onlara bakmaktan birşey yapamadım.
Neyse sonra üç erkeği ders kitapları,testler çıkaran bir yayınevinin interaktif yarışmasına bırakıp kendi işime döndüm.Çarçabucak listeme eklediğim yayınevlerini arayıp bulup kitaplarımı aldım.Almak istediğim bir kaç kitap daha vardı ama limitim dolmuştu.Onlarda bunlar bitince artık.
Aldıklarıma gelince
Nihayet Mesnevi'yi okuyabileceğim.
Yılmaz Özdil'in imza günü de varmış ama hem bitime onbeş yirmi dakika kadar zaman vardı hem de bir sıra vardı ki bizimkilerle beraber beklemeyi göze alamadım.Sadece uzaktan fotoğraf alabildim.
Evet işte şimdilik bu kadar.Şimdi sırada okuma kısmı var okuyunca paylaşırım düşüncelerimi.
Sevgiler
5 Kasım 2011 Cumartesi
2 Kasım 2011 Çarşamba
Folyolu Kuran-ı Kerim
Merhaba
Geçen sene kursun son zamanlarında spam kutuma düşen bir maille ortaya çıktı bu ürünüm.
Benden bir Kuran-ı Kerim'in kapağını kadife ile kapladıktan sonra üstüne folyodan bir desen hazırlayıp hazırlayamayacağımı sordular.Bende hazırlarım dedim.Nasıl olacağı konusunda konuşuldu.Pazarlamadan ticaretten hiç mi hiç anlamadığım için beyefendi kendisi sormadığı için ben de hiç fiyattan bahsetmedim.Nedense ürettiklerimle ilgili böyle birşey olunca fiyat söylemeye utanıyorum çekiniyorum.Telefonda konuşuldu eşimle görüşüldü ben de böyle ilgilenildiğine göre folyonun nasıl işlendiğini ve ne zahmetli bir iş olduğunu biliyor beyefendi diye düşündüm.
Desen aradım hazırladım uyduruk bir şeyde yapamam bana aykırı.Tıktığı bol bir desen hazırladım oturttum.Gittim bir Kuran-ı Kerim aldım.Kadife aradım taradım buldum aldım.Onunla kapağını kapladım.Deseni folyoya işledim.Hazırlaması kuruması filan derken tamamen bitmesi 20 günümü aldı.Belkide daha fazla.
Neyse yaptım hazırladım diye görüştük eşim iletti çok beğendiğini söyledi.Ellerinize sağlık dedi ondan sonra fiyat soruldu.Ben de söyledim.Beyefendiye çok geldi benim söylediğimin çok çok altında bir fiyat söyledi.İmkanı yok olmaz dedim.Hakkımı yemiş olursunuz niye yedirip sizi günaha sokayım ki :) di mi ama
Nasıl yapıldığı hakkında bilgi verdim.Ne kadar uğraş istediğini belirttim.Bu sefer bunların kalıpları var onları bulun ya da yaptırın filan demeye başladı.Ayda şimdi tam hatırlamıyorum yalan olmasın 1000 taneden filan bahsediyordu.Vallahi beyefendi dedim kalıpla yapılışını ben bilmem dedim o fabrikasyona giriyor ve ben fabrika işi değil el işi yapıyorum.Her çiziminde her bir parçasında el emeği ,alın teri var.O zaman kalıpla kim yapıyorsa ona gidip söyleyin o yapsın dedim .Ya da tıktığı olmayan çok daha basit bir desen çalışayım aaa yok öyle olmaz dedi ben de o zaman öyle olmaz dedim.Nitekim beyefendi bunu almadı içindeki İçini söküp kendi bastıkları Kuran_ı Kerimi yapıştırmış ve geri yollamış.Ben de kendisine teşekkür ettim.
Duruyordu bir kenarda yayınlanmamış bir şekilde üstünden epey zaman geçti yayına alayım artık dedim.Yeni fotoğraflarını çektim.Ve işte sonuç...
Hikayesi aşağı yukarı budur.Kısmet demişler her şey ,demek ki beyefendinin kısmetinde yokmuş...
Sevgiler herkese....
Geçen sene kursun son zamanlarında spam kutuma düşen bir maille ortaya çıktı bu ürünüm.
Benden bir Kuran-ı Kerim'in kapağını kadife ile kapladıktan sonra üstüne folyodan bir desen hazırlayıp hazırlayamayacağımı sordular.Bende hazırlarım dedim.Nasıl olacağı konusunda konuşuldu.Pazarlamadan ticaretten hiç mi hiç anlamadığım için beyefendi kendisi sormadığı için ben de hiç fiyattan bahsetmedim.Nedense ürettiklerimle ilgili böyle birşey olunca fiyat söylemeye utanıyorum çekiniyorum.Telefonda konuşuldu eşimle görüşüldü ben de böyle ilgilenildiğine göre folyonun nasıl işlendiğini ve ne zahmetli bir iş olduğunu biliyor beyefendi diye düşündüm.
Desen aradım hazırladım uyduruk bir şeyde yapamam bana aykırı.Tıktığı bol bir desen hazırladım oturttum.Gittim bir Kuran-ı Kerim aldım.Kadife aradım taradım buldum aldım.Onunla kapağını kapladım.Deseni folyoya işledim.Hazırlaması kuruması filan derken tamamen bitmesi 20 günümü aldı.Belkide daha fazla.
Neyse yaptım hazırladım diye görüştük eşim iletti çok beğendiğini söyledi.Ellerinize sağlık dedi ondan sonra fiyat soruldu.Ben de söyledim.Beyefendiye çok geldi benim söylediğimin çok çok altında bir fiyat söyledi.İmkanı yok olmaz dedim.Hakkımı yemiş olursunuz niye yedirip sizi günaha sokayım ki :) di mi ama
Nasıl yapıldığı hakkında bilgi verdim.Ne kadar uğraş istediğini belirttim.Bu sefer bunların kalıpları var onları bulun ya da yaptırın filan demeye başladı.Ayda şimdi tam hatırlamıyorum yalan olmasın 1000 taneden filan bahsediyordu.Vallahi beyefendi dedim kalıpla yapılışını ben bilmem dedim o fabrikasyona giriyor ve ben fabrika işi değil el işi yapıyorum.Her çiziminde her bir parçasında el emeği ,alın teri var.O zaman kalıpla kim yapıyorsa ona gidip söyleyin o yapsın dedim .Ya da tıktığı olmayan çok daha basit bir desen çalışayım aaa yok öyle olmaz dedi ben de o zaman öyle olmaz dedim.Nitekim beyefendi bunu almadı içindeki İçini söküp kendi bastıkları Kuran_ı Kerimi yapıştırmış ve geri yollamış.Ben de kendisine teşekkür ettim.
Duruyordu bir kenarda yayınlanmamış bir şekilde üstünden epey zaman geçti yayına alayım artık dedim.Yeni fotoğraflarını çektim.Ve işte sonuç...
Hikayesi aşağı yukarı budur.Kısmet demişler her şey ,demek ki beyefendinin kısmetinde yokmuş...
Sevgiler herkese....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)